• https://www.facebook.com/IzmirBurdurlularDernegi
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905359695816
  • https://www.twitter.com/izburdurder
  • https://www.instagram.com/izmirburdurlulardernegi/
  • https://www.youtube.com/@izmirburdurlulardernegi6985
    • İZMİR BURDURLULAR DERNEĞİ
    • İZMİR BURDURLULAR DERNEĞİ
    • İZMİR BURDURLULAR DERNEĞİ
Yük. Or. Müh. DR. Mustafa BATUR
ORMAN YANGINLARININ ARDINDAN (Dr. Mustafa BATUR, Yük. Or. Müh.)
21/08/2021



Değerli Burdurlu hemşerilerim,

Dernek yönetim kurulumuzun talebi üzerine, bu yıl ülkemizi adeta yakıp kavuran orman yangınları üzerine bir değerlendirme yapma gereği doğdu. Bu hassasiyetinden dolayı dernek yönetim kurulumuzu kutluyor siz değerli hemşerilerime de selamlarımı sunuyorum.

Yangın sırasındaki görev şehitlerine Allahtan rahmet, yakınlarına sabır dilerim. Yangınla mücadelede başta Orman Genel Müdürlüğü ekiplerinin cansiperane mücadelesini ve onlara yardım eden belediye, itfaiye ekipleri, köylüler, AFAD, sivil toplum kuruluşları, askerleri, polisleri ve gönüllüleri kutlamak ve teşekkür etmek gerekir. Gerçekten siyasetin insanları bu kadar gerdiği bir ortamda kızılcık şerbetini içip birbirleriyle dayanışma içinde çalışanları gönülden kutlamak gerekir. Vatanseverlik budur.

Yazımızın başlığı her ne kadar ‘’orman yangınlarının ardından’’ olsa da, henüz tehlike geçmedi. En az Eylül’ün 15’ine kadar yüksek risk, Kasım ayına kadar da normal risk hala devam ediyor.

Bu yıl orman yangınları Cumhuriyet tarihinin en büyük yangınları olarak tarihe geçecek. 1960’tan sonra çıkan yangınlarda en fazla 1979 yılında 34.000 hektar (340.000 dönüm) kadar bir alan yanmıştı. Bu yıl ise toplamda bu rakamın en az 4-5katı olacağı tahmin ediliyor. Bu çok ciddi bir rakam. Ayrıca yangınlar orman bakımından verimli, turistik ve tarımsal değeri yüksek bölgelerde oluştu. Bu bölgelerdeki köylülerimiz, ormana yakın veya içinde yaşayan insanlarımızla, ormandaki tüm canlılar çok ciddi şekilde etkilendiler. Hatta yangınlar afetler derken oluşan psikolojik durum tüm halkımızı derinden üzerken halkımızı büyük bir karamsarlığa itti. Birçoğumuz dünyanın sonunun geldiğini bile düşündük.

Bildiğimiz gibi algıladığımız herşey bir sistem içinde. Algılayabildiğimiz en küçük sistem olan atom ve onun elemanları yine algılayabildiğimiz en büyük sistem olan güneş sistemi ile neredeyse aynı model. Büyükten küçüğe tüm sistemler birbirinin içinde. İnsan bedeni bile birçok sistemden oluşan canlı bir organizma. İşte bu sistemlerden birinde herhangi bir nedenden oluşan ani ya da kronik bir bozukluk sistemin veya sistemlerin bir domino taşı gibi çökmesine neden olabiliyor veya sistem onarılarak yoluna devam ediyor. Tüm doğal afetler de bu şekilde oluşuyor.

Dünyadaki afetler dünyanın ve doğanın ya iç dinamiklerinden kaynaklı ya da insan etkisi nedeniyle oluşabiliyor. İnsan etkisiyle oluşan afetlere ise doğal afet demek yanlış olur. İnsan etkisi dışında olan doğal afetlerin oluşumuna engel olabilecek durumda değiliz ancak bu afetlerden bazılarını geciktirebilir, zararlarını önleyebilir ve yaşanan acıları azaltabiliriz. Orman yangınları ve sel felaketleri ve hatta depremler de bu tür afetlerden.

Orman yangınları bugüne kadar böyle yüksek bir tehdit olarak algılanmadı. Aslında hergün yüzlerce yangın olur ve bunlar kısa sürede söndürüldüğünden sadece büyüyen yangınlardan haberdar olduk. Bu yıl ise orman yangınları kontrol edilemez bir durum aldı. Sıcak, aşırı kuraklık, rüzgar etkisi yangınları aşırı büyüttü. Bununla birlikte yoğun nüfus ve nüfusu beslemek için gerekli enerji santralları, madenler binalar, turistik tesisler vs… yangın risklerine ve sonuçlarına olumsuz yönde etki etti.

Dünya gittikçe ısınıyor. Isındıkça karalar kuruyor, sular okyanuslarda toplanıyor. Dünyadaki su döngüsü bozuluyor. Maalesef insanlık da bozulmayı olumsuz yönde körüklüyor. Aşırı nüfus ve buna bağlı tüketimle dünyadaki karbon döngüsünü bozarak küresel ısınmaya neden oluyor. Bu da orman yangınlarının çoğalmasına ve büyümesine neden oluyor. Genel durum böyle iken terör, kundaklama, dikkatsizlik, mangal ateşi, sigara izmariti, cam şişe vs.. gibi insan kaynaklı yangın sebeplerinin artması affedilir bir şey değil.

Dünya son iki yıldır çok büyük orman yangınlarıyla mücadele ediyor. Avustralya, Amerika, Rusya, Madagaskar Avustralya, Güney Afrika Avustralya, Balkanlar Avustralya, Avrupa’da büyük orman yangınları var. Amerika Avustralya gibi uçsuz bucaksız devasa ağaçlardan oluşan ormanlara sahip ülkelerin orman yangınlarıyla başetmesi daha zor. Avrupa’da ise bu yangınlara hazırlıklı olan ülkeler daha başarılı görünüyor. Akdeniz kuşağında yangınların en çok etkilediği ülke Türkiye ve Yunanistan.

Ülkemizdeki yangınlardan sonra yanan ormanlar yeniden orman haline getirilecektir. Zaten kızılçam ormanları kendini çok çabuk yenileme kabiliyetine sahiptir. Sıcak ve kurak iklim koşullarına çok iyi adapte olmuştur. Bununla birlikte tohum takviyeleri ve ağaçlandırmalarla ormanlar 10-30 yıl içinde görünür hale gelecek, 50 yıl sonra da ekosistem eski halini almaya başlayacaktır. Tabi başka felaketler olmazsa... Tabi bu ormanlar oluşturulurken yangın riskinin daha da artacağı gözetilerek  Orman Genel Müdürlüğü tarafından orman bloklamalarında/sınırlamalarında bazı yangın önleyici tedbirler alınacaktır. Yangın söndürme ve müdahalede daha etkin tedbirler alınması zaten zorunludur. Kalan ağaç gövdelerinden üretilecek odun ürünü kısa süreli maddi kayıpları ve ağaçlandırma maliyetlerini karşılayacaktır. Yangının esas zararı uzun vadede büyük olacaktır. Çevreye, canlılara ve insanımızın moral ve hayallerine verdiği zarar ise karşılanamayacak cinsten.

Yangınlar kış mevsimine girerken azalacaktır. Ancak, iklim değişiklikleri artık bilinen bir gerçektir. Isınan hava ile birlikte atmosferdeki hava kütlelerinin yer değiştirmesinde dengesizlikler oluşacak, fırtına, siklon vb. olaylar görülecektir. Yine, buharlaşan büyük su kütleleri dengesiz yağış ve sel olarak geri dönecektir. Bu yüzden belediyelerin sel riski taşıyan bölgelerde ciddi önlemler alması gerekmektedir. Bu önlemler, derelerin ve kanalların temizlenmesi tıkalı logarların açılması, yeni su tahliye yapılarının inşa edilmesi vs.. önlemler olabilir. Burdurumuzda da şimdilik hatırlayabildiğim kadarıyla özellikle Burdur Çay boyu, Cıvlaz Deresi ve Akdere civarına dikkat edilmesi gerekmekte…

Dünya 4,5 milyar yaşında ve zaman zaman doğal dengesinde bazı düzensizlikler olmakta. Bu düzensizlikler nedeniyle doğal afetler de artmaktadır. Bu düzensizliklerin oluşmasında insanoğlunun etkisini de görmezden gelemeyiz. Görmezden gelir ve doyumsuz bir şekilde savaş içinde yaşarsak maalesef insanoğlu kendi sonunu da hazırlamış olacaktır. İnsanoğlu aynı zamanda akıllı bir yaratık, tehlikenin farkına varır, gerekli önlemleri alabilir. Hem kendi ülkemizde hem de uluslararası alanda işbirliği yaparak çalışır, doyumsuzluğumuzu aşar ve iyi niyetli olursak bu afetler karşısında daha güçlü oluruz. Seçim yine biz insanların...

Güzel günlerde gülmek ve eğlenmek üzere…



617 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

MEMLEMET KOKUSU ve İZMİR BURDURLULAR DERNEĞİ CUMHURİYET BALOSU - 29/10/2022
Bizde "memleket" kavramı bir başkadır. Çeşitli nedenlerle memleketinden uzakta yaşayanların memleketleri aklına geldiğinde derin bir iç çeker... Aklına çocukluğu gelir, gözleri dolar..
REKLAM

Hava Durumu